Karasu'yu Gördük 1
Selammmm tatilci döndü,
Geçen hafta yoktum kısa bir izin yaptım geldim. Veeee hemen size tecrübelerimi aktaracağım. Yerimiz Karasu. Şile'ye sahip biri Karasu ya mı gider demeyin gider tabiki. Maksat gezmek tozmak eğlenmek. 4 kişi gittik 2 çift. İstanbul Anadolu yakasındana araçla en fazla 2 buçuk saat gibi sürüyor. Nevalelerimizi aldık girdik evimize. Önce denizinin tadına baktık. Karasu sahili uzunluğu sebebiyle bilinen sahiller arasında. Gerçekten çok uzun bir plaj nerden baksan görünüyor. Dalgakıran yapmışlar ara ara Karadeniz in hırçın dalgalarını kesiyor. Su sıcaklığı oldukça güzel. Ve herkesin koştura koştura fotoğraf çektirmeye gittiği bir alan var. Bir dalgakıranın ortasında kum var sağ sol deniz o taşların orda herkes fotoğraf çektiriyor. Aşağıya fotoğrafını ekleyeceğim görürsünüz. Plajda şezlong ve şemsiye olayı çok ucuz 15 TL. Dondurma, kağıt helva ve simit 1 TL bunları dükkanlarda bu fiyata almıyorsunuzdur. Gerçekten çok ucuz hepsi. Miami sahillerinde gördüğünüz o çardaklardan da var:) suyun içinde değil ama plajda sonuçta :) Kumla çok haşır neşir olmak istemiyorsanız oraları da tercih edebilirsiniz. Bisiklet kullanarak her yere ulaşabiliyorsunuz. Kiralık bisiklet fiyatları da saati 10 TL idi sanırım. Denize dönecek olursak ufak sinek böcek gibi şeylerden de yoktu hiç. Sadece hoşuma gitmeyen şey denizin rengi. Su kirli ya da taşlı değil ama bulanık gibi duruyor. Tabi suyu seven biri için çok önemli bir detay değil bu. (Şilemin denizini hiç bi yere değişmem tabiki:))
Aşırı derecede market fazlalığı var. Hele şok market adım başı ve bazı şok marketler 11 e kadar açık. Asla mahsur kalmazsınız çünkü yerel marketlerde bile aklınıza gelebilecek herşey satılıyor.
Deniz sonrası biraz da kapının önünde havuza girip eve çıkıyoruz. Akşam gezmesine hazırlanıyoruz:)
Yemek için Kibar Ocakbaşı diye bir yer var. Lahmacunu şahane ve kocaman. 4 TL ama çok büyük oldukça doyurucu.
Çarşıya çıkıyoruz daha doğrusu merkeze. Her yer tezgah dolu. Oldukça hareketli. Bir de gittiğimizde fındık festivalinden dolayı konserler vardı. Tuğba Yurt ve minik kızımız Aleyna Tilki:)
Kıyafet tezgahları, takılar, dondurmacılar, kumpirciler, kahveciler, patatesciler, fast foodcular ne ararsan var ve çok fazla var.
Kahvenin büyük boyu 2,5 TL. Dondurmanın topu 1 TL. 10 boyutlu sinemalar var 3 akşamda girdik çok keyifliydi . Eğer denk gelirseniz uzay savaşlarına mutlaka girin. Hemen yan taraflarına şu atışçılardan var tüfekle 30 atış 5 TL. Tabiki denedim. 16 atış peşpeşe altın vuruş yaptım anahtarlık kazandım. 30 da 30 yaparsan sinema bedava. Benim ilk defa gördüğüm Tayland usulü dondurma vardı. Üç tezgahta gördüm. iki meyveyi ezip puding gibi bir sos döküyorlar kokoreç gibi tık tık inceltiyorlar iyice. Sonra sacın üstüne dümdüz eziyolar elde ettikleri karışımı spatula yardımıyla kıvırıp tabağa koyuyorlar fena değildi ama Taylanddaki dondurmayı burda yapmak nerden aklınıza geldi be kardeşim:)
Bu aralar langırttaki profluğumu bilmeyen kalmadı artık. Çarşıda da adım başı langırt vardı tabiki oynadık. Bayağa geliştirmişler langırtları ışıklı digital ekranları var akşamları zeminin ışığıda açılıyorr oo resmen oyna beni diye çağırıyor.
Yürürken yürürken bir de baktık ki Lülepark :) Tabi benim actioncı kocam hemen atladı kamikazeye binicem diye ve bi baktık ki havalarda:) İlk akşam tam olarak cesaret edemedim ama içimdeki akrep burcu sen yaparsın diye konuşup durdu tabiki yaparım diyip ikinci akşam soluğu kamikaze koltuğunda aldım:) Havada ters duruyorsunuz çok bişey yok :) inince ufak bi mide bulantısı oluyor sadece. Havada gidip gelirken de korktuğunuzda gözlerinizi kapatmayın mideniz daha çok bulanır sabit şekilde ayaklarınıza bakın. Korkulacak kadar bişey yokmuş açıkçası hatta geri geri kayarken çok zevkli oluyor he bir daha binermiyim bence binmem çok çekmedi beni. Ama tecrübe etmek lazım. Çocuklar için çok güzel aktiviteler var bu konuda da beğendim lunaparkı. Havuzun içinde balonların içine giriyorsunuz dönüp duruyorsunuz. Zıplama alanları, kaydıraklar daha bir sürü oyun var.
Açık alanda armut koltukları koymuşlar bir abimiz gitar çalıyor şarkılar türküler gırla. Çok hoştu. Cafelerin çoğu sabaha kadar açık zaten. Tam bir panayır yeri. Yol kenarlarında bir de penguenler karşılıyor sizi çok tatlı. Tabi biraz bakım yapılsa daha güzel olur :) Ne ararsan var. Ve gerçekten çoğu şey oldukça ucuzdu. İstanbul un yakınlarında olduğuma inanamadım.
Bizim rutinimiz her akşam çıkıp önce 10 boyutlu sinema, sonra langırt, lülepark, dondurma, müzik ve eve dönüp okey oynamak:) aman sabahlar olmasın.
Gündüzleri denize ve havuza ayırdık son günümüzü de orada çok meşhur olan Maden Deresi ve Acarlar Longozuna.
Şimdi Karasu nun genel halinden bahsettik. Diğer yazı da içimizdeki trekkingciyi keşfedeceğiz, okumayı unutmayın orası daha da güzel.
Hadi Çaaayyy!!!
Geçen hafta yoktum kısa bir izin yaptım geldim. Veeee hemen size tecrübelerimi aktaracağım. Yerimiz Karasu. Şile'ye sahip biri Karasu ya mı gider demeyin gider tabiki. Maksat gezmek tozmak eğlenmek. 4 kişi gittik 2 çift. İstanbul Anadolu yakasındana araçla en fazla 2 buçuk saat gibi sürüyor. Nevalelerimizi aldık girdik evimize. Önce denizinin tadına baktık. Karasu sahili uzunluğu sebebiyle bilinen sahiller arasında. Gerçekten çok uzun bir plaj nerden baksan görünüyor. Dalgakıran yapmışlar ara ara Karadeniz in hırçın dalgalarını kesiyor. Su sıcaklığı oldukça güzel. Ve herkesin koştura koştura fotoğraf çektirmeye gittiği bir alan var. Bir dalgakıranın ortasında kum var sağ sol deniz o taşların orda herkes fotoğraf çektiriyor. Aşağıya fotoğrafını ekleyeceğim görürsünüz. Plajda şezlong ve şemsiye olayı çok ucuz 15 TL. Dondurma, kağıt helva ve simit 1 TL bunları dükkanlarda bu fiyata almıyorsunuzdur. Gerçekten çok ucuz hepsi. Miami sahillerinde gördüğünüz o çardaklardan da var:) suyun içinde değil ama plajda sonuçta :) Kumla çok haşır neşir olmak istemiyorsanız oraları da tercih edebilirsiniz. Bisiklet kullanarak her yere ulaşabiliyorsunuz. Kiralık bisiklet fiyatları da saati 10 TL idi sanırım. Denize dönecek olursak ufak sinek böcek gibi şeylerden de yoktu hiç. Sadece hoşuma gitmeyen şey denizin rengi. Su kirli ya da taşlı değil ama bulanık gibi duruyor. Tabi suyu seven biri için çok önemli bir detay değil bu. (Şilemin denizini hiç bi yere değişmem tabiki:))
Aşırı derecede market fazlalığı var. Hele şok market adım başı ve bazı şok marketler 11 e kadar açık. Asla mahsur kalmazsınız çünkü yerel marketlerde bile aklınıza gelebilecek herşey satılıyor.
Deniz sonrası biraz da kapının önünde havuza girip eve çıkıyoruz. Akşam gezmesine hazırlanıyoruz:)
Yemek için Kibar Ocakbaşı diye bir yer var. Lahmacunu şahane ve kocaman. 4 TL ama çok büyük oldukça doyurucu.
Çarşıya çıkıyoruz daha doğrusu merkeze. Her yer tezgah dolu. Oldukça hareketli. Bir de gittiğimizde fındık festivalinden dolayı konserler vardı. Tuğba Yurt ve minik kızımız Aleyna Tilki:)
Kıyafet tezgahları, takılar, dondurmacılar, kumpirciler, kahveciler, patatesciler, fast foodcular ne ararsan var ve çok fazla var.
Kahvenin büyük boyu 2,5 TL. Dondurmanın topu 1 TL. 10 boyutlu sinemalar var 3 akşamda girdik çok keyifliydi . Eğer denk gelirseniz uzay savaşlarına mutlaka girin. Hemen yan taraflarına şu atışçılardan var tüfekle 30 atış 5 TL. Tabiki denedim. 16 atış peşpeşe altın vuruş yaptım anahtarlık kazandım. 30 da 30 yaparsan sinema bedava. Benim ilk defa gördüğüm Tayland usulü dondurma vardı. Üç tezgahta gördüm. iki meyveyi ezip puding gibi bir sos döküyorlar kokoreç gibi tık tık inceltiyorlar iyice. Sonra sacın üstüne dümdüz eziyolar elde ettikleri karışımı spatula yardımıyla kıvırıp tabağa koyuyorlar fena değildi ama Taylanddaki dondurmayı burda yapmak nerden aklınıza geldi be kardeşim:)
Bu aralar langırttaki profluğumu bilmeyen kalmadı artık. Çarşıda da adım başı langırt vardı tabiki oynadık. Bayağa geliştirmişler langırtları ışıklı digital ekranları var akşamları zeminin ışığıda açılıyorr oo resmen oyna beni diye çağırıyor.
Yürürken yürürken bir de baktık ki Lülepark :) Tabi benim actioncı kocam hemen atladı kamikazeye binicem diye ve bi baktık ki havalarda:) İlk akşam tam olarak cesaret edemedim ama içimdeki akrep burcu sen yaparsın diye konuşup durdu tabiki yaparım diyip ikinci akşam soluğu kamikaze koltuğunda aldım:) Havada ters duruyorsunuz çok bişey yok :) inince ufak bi mide bulantısı oluyor sadece. Havada gidip gelirken de korktuğunuzda gözlerinizi kapatmayın mideniz daha çok bulanır sabit şekilde ayaklarınıza bakın. Korkulacak kadar bişey yokmuş açıkçası hatta geri geri kayarken çok zevkli oluyor he bir daha binermiyim bence binmem çok çekmedi beni. Ama tecrübe etmek lazım. Çocuklar için çok güzel aktiviteler var bu konuda da beğendim lunaparkı. Havuzun içinde balonların içine giriyorsunuz dönüp duruyorsunuz. Zıplama alanları, kaydıraklar daha bir sürü oyun var.
Açık alanda armut koltukları koymuşlar bir abimiz gitar çalıyor şarkılar türküler gırla. Çok hoştu. Cafelerin çoğu sabaha kadar açık zaten. Tam bir panayır yeri. Yol kenarlarında bir de penguenler karşılıyor sizi çok tatlı. Tabi biraz bakım yapılsa daha güzel olur :) Ne ararsan var. Ve gerçekten çoğu şey oldukça ucuzdu. İstanbul un yakınlarında olduğuma inanamadım.
Bizim rutinimiz her akşam çıkıp önce 10 boyutlu sinema, sonra langırt, lülepark, dondurma, müzik ve eve dönüp okey oynamak:) aman sabahlar olmasın.
Gündüzleri denize ve havuza ayırdık son günümüzü de orada çok meşhur olan Maden Deresi ve Acarlar Longozuna.
Şimdi Karasu nun genel halinden bahsettik. Diğer yazı da içimizdeki trekkingciyi keşfedeceğiz, okumayı unutmayın orası daha da güzel.
Hadi Çaaayyy!!!
Yorumlar
Yorum Gönder