Edirne Ciğeri :)

Geldimmmmm :)

Napyosunuz bakalım çocuklar gençler yaşlılar içi kıpır kıpır olanlar, şanssızlıkta bir dünya markası olanlar, pollyanalar, mutsuz insanlar, küçücük bir noktadan bile mutluluk çıkartan sanatçı insanlar hepinize Merhabaaaaa:)
Evet nerde kalmıştık Edirne gezimizi anlatacaktık. Hadi başlayalım bakalım Ya Allahhh:)

Efenim dedim ya bi anda kendimi Edirne de buldum diye.. Gittik Edirne nin Uzunköprü taraflarına. Eşimin ailesinin bi ahbabı olur kendileri. Bizi misafir ettiler sağolsunlar. Evde dinlenip karnımızı doyurduktan sonra bölgenin çarşısına indik. İnmemizle 56464684645 arabalık bir sünnet düğünü konvoyuyla karşılaşmamız bir oldu :) Bilirsiniz Trakya bölgesi de bizim memleket Hindistan gibi kutlamaları sever kaç gün kaç gece sürerse artık:) O yüzden sünnet düğün her türlü eğlence günlerce sürer. Özellikle konvoydaki araba sayısı ne kadar çoksa o kadar saygınlık kazanıyormuşsun ( Daha doğrusyu benim düğünüm daha kalabalık diye hava atıyosun ) otomobiller kamyonetler kamyonlar ne ararsan vardı tabi hepsinin içinde bir müziisyen grubu:) Neyse efenim çarşıda pek bi bişey yok boş bi yer. Ama oranın en eski cafelerinden biri olan Cazgır cafenin çarşıda dondurmacısı var buranın en iyi dondurmacısıymış, 1934 ten beri. Tadına bakmadan olmazdı. Güzeldi yedik kendisini. Limonlusu pek bi meşhur. Sonra Dünyanın en uzun taş köprüsüyle tanışmaya gittik. Kendisi gerçekten bayağa uzun Unesco korunma mirasları arasındaymış. Ergene nehrinin üstünde bulunuyor. II. Murad yaptırmış köprüyü. 1427 den 1443 e kadar sürmüş yapımı. Söylenene göre taşları yumurta akıyla yapıştırmışlar. 174 tane kemer var köprüde ve her kemerin üstüne değişik semboller var. Bu sembollerde o zamanda hayvan ve bitkileri anlatan sembollermiş. Köprü yapılırken köylülerin çoğu yapımına yardım etmemiş. II.Murad da köylülere beddua etmiş. Biliyosunuzdur karga çok hoş bir hayvan olarak karşılanmaz Türklerde. Ölümü ve şansızlığı ifade eder. II.Murad köylüler için "kargalar başınızdan eksik olmasın tüm kötülükler sizi bulsun" demiş. Köprü üstündeki kargalar o yüzden duruyormuş. Bir de köprüden her yıl biri intihar ediyormuş. Bu durumu da o bedduaya bağlıyorlarmış burada yaşayanlar. Köprü Ergene nehrinin üstünde demiştim. Nehir için burdan tüm yetkililere sesleniyorum. Nehir şu Çorlu daki fabrikalar yüzünden simsiyah. Su bildiğiniz zift gibi, fotoğraftan anlarsınız zaten. Çevresinde çeltik tarlaları var. Buğday pirinç yapılıyormuş burdan. Yapılan ürünleri de Soma ya gönderiyolarmış. Tabi nehir suyu çok asitli olduğu için o otların sağlık durumu nasıldır bilemem. 
Köprü çevresine düğün fotoğraf çekimi için de çok geliyorlarmış. Biz bi de biraz geç bi zamanda gittik. Bi kaç ay önce gitmiş olsaydık o çok güzel ayçiçek tarlalarına denk gelecektik, sizin için orda bi hint klibi çekecektim..mmmm tadından yenmezdi :))
Ordan akşam çayımızı içmeye Garden Park cafeye gittik. Tam bir aile çay bahçesi gibi bi yer. Çekirdeğinizi alın masaya da bi demlik çay söyleyin ohh miss. Yalnız acayip sivrisinek var. Çocuklar içinde oyun parkı var trambolin tarzı şeyler. 15 dk sı 4 TL.  Bölgede serprme kahvaltı için Cazgır Cafe en iyisi diyorlar. Ama sadece pazar günleri serpme kahvaltı varmış. Waffle yemek içinde Çevreyolunda Karaca Otelin altındaki Kahve diyarına gidin diyorlar, tatmadım bilemem. Akşamımızı böyle sonlandırdık. Ertesi gün kahvaltıyı apıp Edirne merkez e gittik. Malum buraya kadar gelmişken Edirnenin her tarafından görünen meşhur Selimiye Camiiyi görmemek olmazdı. İstanbul Eminönündeki gibi bi Kapalı çarşı var, onun içinden camiye giriliyor. Çok güzel bir cami bahçesi karşılıyor bizi. Tabi oldukça kalabalık. Cami gerçekten çok güzel mimari olarak. Resimde göreceksiniz caminin içinde şadırvan gibi bir yer var. Eskiden orada vaaz verilip orada sohbet ediliyormuş. Güzel bir yer görülmeye değer. Camii ziyaretimizi tamamladıktan sonra kapalı çarşıdan daha doğrusu onlar selimiye arastası diyor oraya. Bi kaç alışveriş yapıyoruz. Şimdi bi yere gidince milli gezi yiyeceğimiz olan pişmaniyeyi almazsak olmaz arkamızdan ağlar:) Çarşıda bir de çoğu yerde kokulu sabunlar satıyorlar Meyve şeklinde bi sepete 3 er tane koymuşlar.  4 tane sepet 10 lira. Merkezde ulaşımı at arabasıyla sağlıyorsunuz. Şaka şaka. At arabalarıya gezidiryolar sizi 1 saati 20 TL di sanırım. Nehirlere falan götürüyorlar. Çok fazla at arabası olduğu için biraz kokuyor tabi etraf. Eeee o kadar gezdik acıktık tabi ben çok bile dayandım. Bu gidişle 3 yıla kalmaz 150 kiloyu bulurum ben hadi hayırlısı:)  Tabiki Edirne de ne yiyeceğiz Tava Ciğer. Normalde oranın en meşhur yeri Aydın Ciğerciymiş ama bizim ahbaplar Kırkpınarı daha çok seviyorlarmış  o yüzden oraya gittik. Zaten mekanlar karşılıklı. Aydın da deli gibi kuyruk vardı dışarda çarşıya uzanan, orayı bekleyemezdik. Ertesi gün sabaha yerdik artık. Kırkpınarda da gayet başarılıydı. Hele bir de kurutulmuş o biberleri şahaneydi. Git gide acıya alışıyorum sanırım. Eee Hatay gelini olmak kolay değil, eee bi de malum bizimkilerde baharata aşık (Hintliler:)) Karnımızı da doyurduktan sonra nereye gidiyoruzzzzz hadi bi tahmin edin bakalım şöyle güzel bi yemek yedikten sonra ne içilirrrrr:))) Tabiki beeeennnn :)) Karaağaç diye bi bölge var yakınlarda oraya gittik.. Adını alan bi ağaç falan yok merak etmeyin. Çengelköydeki Çınaraltının bayağa büyüğü ve gelişmişi:)) Mekan ismini İstanbul’dan almış; Emirgan. Çay da içebiliyosun Alkollü içeceklerde. Tunca Nehrinin orada burası da. Köprüye doğru güzel fotoğraf çekiliyor:) Ağaçlarda ışıklar ve kuş kafesleri var. Efenim tam burada otururken değişik bir olay yaşadık hemen onuda anlatym. Telefonumuz çaldı bir polis memuru aradı diyor ki; aracınızı çekin efendim ceza yazılabilir. Neeeee bir polis memuru aracımıza ceza yazmamak için bizi arıyorr ve kibar bi dille uyarıyorrr. Bi an Türkiye demiyiz ya biz şu an dedim. Neyse gittik düzgün bi yere çektik geldik. Tekrar telefon çaldı "Teşekkürler efendim rahatsız ettik iyi günler" diye de kibarlık gösterdi polis abimiz. Vallahi gerçek bi olay bu bizzat şahidim :) Allahım her yere böyle polisler lazım. Burdakiler canavar gibi gece amcamız yatmış uyumuş evinde arabasını da bırakmış kapının önünde, ona bile ceza yazıyor bizimkiler sağolsunlar.  Hoş bi davranıştı yani.

Neyse güzeldi gezimiz en azından ciğer yemeğe gidilir.

Sizi fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum.

Hadi Çaaayyy!































Yorumlar

  1. Çok keyifli bir paylaşım olduğunu belirtmek isterim. Elinize Yüreğinize sağlık.

    www.gezentigezgin.com

    Gezentigezgin Kaan

    YanıtlaSil
  2. Teşekkülaşımr ederiz Gezenti Gezgin Kaan Bey sizinkilerde öyle :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kist, Beze, Yel

Vahşi Güzel- Mili ve İvo :)

Hint Kınası yani ÖzHenna :)