Asi Nehri diye bizi kandırmışlar koşunnn komşularrr:)
Efenim yedik içtik biraz da gezelim. Hatay a gitmeyi çok istememin sebeplerinden biri de Asi nehrini görmekti. Bilenleriniz vardır Asi dizisindeki nehir. Antakya da çekiliyordu dizi. Gittiğimden beri beni Asiye götürün diye kendimi yırtıyordumJ Tamam dediler götürcez.
Gezimize önce Kırıkhan çarşı ile başladık normal her ilçede olan çarşılardan bi değişiklik yok. Sınır olmasından sebep karşınıza entarili amcalar çok sık çıkıyor. Burda Avrupa yakasında çoğunlukla Eminönü ve çevresinde dükkanlarda artık bir Türkçe bir Arapça tabelalar yazılar görüyoruz. Orası da aynı etrafta Arapça tabelalar var. Sadece Suriye den dolayı değil Hatay ın birazıda Arap olduğundan, kocam da dahil. O yüzden hem entarili amcalar hem arapça konuşan insanlar derken kendinizi bir anda Suriyeye geldik galiba diye hissediyorsunuz. Zaten yoldan bakınca Suriye görünüyor o kadar yakınJ
Antakya ya geldik, çarşısı Eminönünü andırıyor bi tarafta kıyafet dükkanları çeyizciler bi tarafta baharatçılar haytalı satanlar granita satanlar. Ama biraz daha ferah sanırım Antakya. Ama Antakya nın konuşma dili daha farklı , değişik bir dil gibi. Biraz Kırıkhan biraz Trakya gibi geldi bana J Merak ederseniz facebookta Antekeli Mehemet diye bi sayfa var oradan daha iyi anlayabilirsiniz. Bir de isimler mesela Mehmet, Ali onları Memoş Aliş diye çağırıyorlar J
Dediğim simitçileri Antakya çarşıda görebilirsiniz. Burdan dilediğiniz herşeyi alabilirsiniz. Neyse efenim bir banka oturduk ve bana işte Asi dediler. Ne dedim Asi mi hani nerde işte karşında. Ben şokJ Asi nehri işte bu. Merkezden geçen bir köprü mü diyim üst geçitmi diyim ne diyim bilemedimJ Yol ortasından geçen bir su, Asi orasıymış. Hayır ya dedim siz bilmiyorsunuz burası değil Asi böyle değildi. Ben yaşadığım şokla sarsılmış yola devam ediyorduk J Ama orası değildiJ neyse Edem de dondurma yedik Antakya da kebap yedik eve döndük.
Hatay da en çok bayılacağınız şeylerden biri evlerin büyüklükleri daha doğrusu evlerin balkonlarının 3+1 ev gibi oluşuJ Bizim halaların evleri de öyleydi. En üst kattaki balkondan içeri girmek istemedim. Balkonda koltuk takımı var, salıncak var, lavabo ayna var bildiğin evJ Bir hafta boyunca balkonda yattık, en güzel şeylerden biriydi diyebilirim. Bir de orda boş zamanlarınızda kafa dengi ortam varsa sürekli halay çekerken buluyosunuz kendiniziJ şaka şaka biz biraz oynamaya meraklıyız diye akşamları otururrken birden müzik açılıyor ve hoppp halay başı. Tabi orda düğünlerde burdakiler gibi değil. Düğün salonları sadece halay için yapılmış bence. Sanırım ortlama 500 kişi falan tek bi halayı çekiyorJ
Neyse efenim ben hala Asi Asi diye dolaşırken bi halasına sordum ya şu dizi vardı Asi diye ordaki Asi den bahsediyorum dedim. O da aaa Asi değil o Taşköprü dedi. Meğer köyün birinde bi taş köprüymüş orası, Asi nehri meşhur diye ismi de güzel diye Asi demişler dizideJ o zaman oraya gidelim dedimJ
Kalktık Taşköprünün yolunu tuttuk. Danaahmetliköyündeymiş bu köprü. Gittim baktım evet ya işte burası ohhh çok şükürJ Suyu azalmış biraz da dizide montaj var tabi daha farklı görünüyor. Köyde kimse yaşamıyo gibi toz toprak. Ama amacıma ulaştım.
Akşam da İskenderun a gittik. Hem akraba ziyaretine hem akşam gidip oturmalık mekanlar daha çok İskenderun da. Biraz da İstanbulvari ortam. Sahil kenarı Teysir Cafeye oturduk. Elimi uzatınca yandan denize değiyorum. Allahım o nasıl bir nem. İstanbul halt etmiş. Oturmamla yapış yapış olmam bir oldu tabi bir de deniz kenarı olmasının da etkisi var ama acayip fazla nemi. Biraz orda takıldıktan sonra tezgahlara baktık,her yerde olduğu gibi süs eşyaları magnetler falan vardı. Babam İskenderun da askerlik yaptı benim askeriyenin ordan geçerken babamı aradım. Duygusal dakikalar...
Ertesi gün yemek yemeğe Kurtlusoğuksu köyündeki Göz Restoranta gittik diğer yazıda bahsetmiştim. Fotoğraf çekmek içinde güzel doğası var. Akşam üzeri Alabeyli Köyündeki Beyazıd-ı Bestami Hazretlerini ziyarete gittik. Allahım böyle bir türbe yeri yok. Restore etmişler. Şahane olmuş özellikle akşam karanlık çöktüğünde süper. Tam tepede kale gibi yapılmış, ışıklandırması falan harika. Arabayla çıkarsanız daha az yorucu olur bayağı yukarda çünkü. Beyazıd – ı Bestaminin 45 defa hac ettiğini ve defalarca hatmettiğini söylüyorlar. Öğrencilerine anlattığı sayısız çok güzel kıssaları bulunuyor.
Şimdilik bu kadar yeter, gerisini de gidin görün canım aaa.. Bi daha ki gezide mağaralar, kiliseler, şelalelerle döneceğim size ;)
Hadi Çaaayyy!
Yorumlar
Yorum Gönder